Kürt Adam Türk Kıza Aşık olursa ; Gerçek bir Hayat hikayesi ...
Bu Hayatta Siz de Varsınız ?
Kültürel çatışmaların arasında doğan bir aşktan bahsetmek istiyorum sizlere...
Doğunun Paris'i olan Eski adı Amed diye anılan namı diyar ; Diyar-ı Bekir ... Bu topraklarda doğmuş Ege'nin güzel şehirlerinde yetişmiş , 30'lu yaşlarda bir Adam ile İzmir de doğup büyümüş bir Kadının İstanbul sokaklarında özgür ruhunu yansıttığı yalnızlığında karşılaşan iki kalp ...
Biri Türk , diğeri Kürt
İki farklı dünya bir kalpte yer almakta. Adamın Mertçe sevgisini ortaya koyduğu , cesareti ile bütün engelleri aştığını gözlerimle gördüm. Sevdiği Kadın için değişmeye çalışan ; hayatı boyunca tek isteği huzurlu bir yuva kurmak olan imtihanı aşk olan bir Adamdı.
Orta boylar da çokça esmer ; kara kaşlı kara gözlü ; gür sakalları ve kocaman tebessümleri olan dışarıdan baktığınızda biraz sert bir mizaca sahip görünse de sohbet etiğinizde bir ilkokul mezunundan çok daha fazlasını görebiliyorsunuz.
Hayatın zirvesine çıktım ve indim diye başlıyor sözlerine bir yudum kahve eşliğinde . Huzuru sadece sevdiğim aşık olduğum kadında buldum diyor. Okumamış olduğum için Batılı bir ailenin dışladığı bir Kürdüm ben ve ekliyor ama benim yüreğimi eline almış(gülümseyerek sevdiği kadından bahsediyor burada:) haberi yok. Gönül deli divane olmuş hasretinden bir ona anlatamıyorum ...
Ah ah hayatın sillesinden geçtim de bir güzel yüzlüm den geçemedim. onu gördüğüm ilk gün aşık oldum ; 86 gün oldu . Tam hayata küsmüştüm artık her şeyden elimi eteğimi çekip Diyarbakır'a yerleşmeye karar verdim. 2 gün sonra İstanbul'a veda ediyordum. 20 Nisan akşamı da arkadaşlarıma veda etmek için gitmiştim o mekana. Kalabalıktan kimse kimseyi göremiyor ama siyahlar içerisinde öyle asil ; sade ve zarifti ki. Yüzünde hiç makyaj yoktu ay gibi parlıyordu.İçeriye bir girdi ki hiç sorma o kapıdan değil sanki gönlümden içeriye girdi. O an dedim bu kadın benim Eşim ...
Kıskandım masasında oturan arkadaşlarını .Bir kız bir erkek arkadaşı vardı yanında.Gecenin sonuna kadar oturdular sonra fark ettim ki benim bakışlarımdan rahatsız oldu ama elimde değildi ki gönlüm onu sevmişti biz doğu erkeğiyiz önce namusumuz şerefimiz sonra da sevdamız için düşeriz çöllere.
Bizde sevmek başkadır. Bir sevda kapıdan buyur edilmişse içeride en güzel şekilde ağırlanır . Misafirdir ha baş üstünde yeri vardır. ( Bu sözlerin üzerine dayanamadım kahkahayı patlattım :) Öyle güzel bir sohbetti ki böylesine bir insan kazanmak herkese nasip olmaz. Sizlere kısaca paylaşım yaptım ama bir sonra ki yazımda daha detaylı anlatacağım. Şimdi sizlere bir kaç soru sormak istiyorum. Merak duygusunu uyandıralım mı ?
1- Sizce Doğu ve Batı ; Türk veya Kürt diye ayrım yapılan bu iki insan mutlu bir evlilik yapabilir mi ?
2- Bir evlilikte Kültürel çatışma nelere bağlı olarak ortaya çıkar ?
3- Sizce hikayenin devamında ne olacak ?
(Hikaye dediysek yanlış anlaşılmasın . Tam bir hayat hikayesi çünkü bu )
Evet arkadaşlar okuyan herkesten yorumları bekliyorum
Bir sonra ki yazımda görüşmek üzere
Selametle ...
Kültürel çatışmaların arasında doğan bir aşktan bahsetmek istiyorum sizlere...
Doğunun Paris'i olan Eski adı Amed diye anılan namı diyar ; Diyar-ı Bekir ... Bu topraklarda doğmuş Ege'nin güzel şehirlerinde yetişmiş , 30'lu yaşlarda bir Adam ile İzmir de doğup büyümüş bir Kadının İstanbul sokaklarında özgür ruhunu yansıttığı yalnızlığında karşılaşan iki kalp ...
Biri Türk , diğeri Kürt
İki farklı dünya bir kalpte yer almakta. Adamın Mertçe sevgisini ortaya koyduğu , cesareti ile bütün engelleri aştığını gözlerimle gördüm. Sevdiği Kadın için değişmeye çalışan ; hayatı boyunca tek isteği huzurlu bir yuva kurmak olan imtihanı aşk olan bir Adamdı.
Orta boylar da çokça esmer ; kara kaşlı kara gözlü ; gür sakalları ve kocaman tebessümleri olan dışarıdan baktığınızda biraz sert bir mizaca sahip görünse de sohbet etiğinizde bir ilkokul mezunundan çok daha fazlasını görebiliyorsunuz.
Hayatın zirvesine çıktım ve indim diye başlıyor sözlerine bir yudum kahve eşliğinde . Huzuru sadece sevdiğim aşık olduğum kadında buldum diyor. Okumamış olduğum için Batılı bir ailenin dışladığı bir Kürdüm ben ve ekliyor ama benim yüreğimi eline almış(gülümseyerek sevdiği kadından bahsediyor burada:) haberi yok. Gönül deli divane olmuş hasretinden bir ona anlatamıyorum ...
Ah ah hayatın sillesinden geçtim de bir güzel yüzlüm den geçemedim. onu gördüğüm ilk gün aşık oldum ; 86 gün oldu . Tam hayata küsmüştüm artık her şeyden elimi eteğimi çekip Diyarbakır'a yerleşmeye karar verdim. 2 gün sonra İstanbul'a veda ediyordum. 20 Nisan akşamı da arkadaşlarıma veda etmek için gitmiştim o mekana. Kalabalıktan kimse kimseyi göremiyor ama siyahlar içerisinde öyle asil ; sade ve zarifti ki. Yüzünde hiç makyaj yoktu ay gibi parlıyordu.İçeriye bir girdi ki hiç sorma o kapıdan değil sanki gönlümden içeriye girdi. O an dedim bu kadın benim Eşim ...
Kıskandım masasında oturan arkadaşlarını .Bir kız bir erkek arkadaşı vardı yanında.Gecenin sonuna kadar oturdular sonra fark ettim ki benim bakışlarımdan rahatsız oldu ama elimde değildi ki gönlüm onu sevmişti biz doğu erkeğiyiz önce namusumuz şerefimiz sonra da sevdamız için düşeriz çöllere.
Bizde sevmek başkadır. Bir sevda kapıdan buyur edilmişse içeride en güzel şekilde ağırlanır . Misafirdir ha baş üstünde yeri vardır. ( Bu sözlerin üzerine dayanamadım kahkahayı patlattım :) Öyle güzel bir sohbetti ki böylesine bir insan kazanmak herkese nasip olmaz. Sizlere kısaca paylaşım yaptım ama bir sonra ki yazımda daha detaylı anlatacağım. Şimdi sizlere bir kaç soru sormak istiyorum. Merak duygusunu uyandıralım mı ?
1- Sizce Doğu ve Batı ; Türk veya Kürt diye ayrım yapılan bu iki insan mutlu bir evlilik yapabilir mi ?
2- Bir evlilikte Kültürel çatışma nelere bağlı olarak ortaya çıkar ?
3- Sizce hikayenin devamında ne olacak ?
(Hikaye dediysek yanlış anlaşılmasın . Tam bir hayat hikayesi çünkü bu )
Evet arkadaşlar okuyan herkesten yorumları bekliyorum
Bir sonra ki yazımda görüşmek üzere
Selametle ...
Yorumlar
Yorum Gönder