Kayıtlar

Şubat, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Neden Blog sayfamın ismi Duygular ve Düşünceler Dünyası ?

Resim
Gençlerin en önemli sorunu düşünce tembelliği. Üstelik bunun için mazaretleri de hazır: “Ev-okul arasında koşturmaktan düşünmeye vakit mi var!” Gençlerin bu ezberini bozmak için bir yazı kaleme alan usta gazeteci Hakkı Devrim, düşünmeyi öğrenme serüvenini şöyle anlatmış… Hakkı Devrim’in, 2 Ocak tarihli Radikal’de yayımlanan “Kurulu ‘Anadolu Birliği’ni Türküydü, Kürdüydü, Ermenisiydi derken heder ettik” başlıklı yazısının giriş bölümü gençler için ilginç bir tavsiye  içeriyordu. Aynen (ç)alıntılatık biz de: Bir alışkanlığım var benim. Herkesin yapabildiği bir şey olduğunu sanmıyorum. Lisede felsefe, psikoloji, sosyoloji öğretmenimiz Rahmi Kolçak Hoca’dan öğrenmiştim. İstanbul içinde bir yerden bir yere daha çok tramvayla gider gelirdik o yıllarda. Hoca her gün tramvaylarda geçen zamanımızın hesabını sordu: -Eviniz ile okul arası her gün aynı caddelerden gidip geliyorsunuz. Manzara ve saatler hep aynı. Peki nasıl değerlendiriyorsunuz, birbirine eklenince haftalar eden bu zamanları

insan karşısına çıkan fırsatların zeminini kendisi hazırlar !

Resim
Anılara Yolculuk Bugün odamdaki komidinlerin çekmecelerini tek tek açıp temizliğe giriştim. Her zaman ki gibi beni bu işten caydıracak daha keyifli işler bulmak için bir kaç saat debelendim durdum. Boşalttığım çekmecelerden birinde, uzun süredir bakmadığım albümleri bulunca haliyle henüz başladığım işe çok da sevinerek ara vermiş oldum. Albümlerin içine sıkışmış ve her açtığımda hayata yeniden gözlerini açan insanlara ve yaşamlara doğru ilerlemeye başladım. Lise yıllarıma ait bir fotoğraf elime geçtiğinde beni keyiflendiren çayımdan ilk yudumu henüz almıştım. Büyük bir ihtimalle fotoğrafı çeken kardeşimdi. Daha önce hiç görmemiş gibi fotoğrafa uzun uzun baktım. Saçlarım… gözlüklerim…duruşum… Ne kadar da zayıfmışım…Hatırlıyorum, şiir yazmaya daha da yoğunlaştığım zamanlardı. Hatta cesaretimi toplayıp, o güne kadar kimseye okutmadığım şiirlerimin çıktısını alıp, mavi telli dosya ile edebiyat öğretmenime teslim etmiştim. “Esinlendiğin şairler var” demişti, “var” demiştim. “I