Kayıtlar

Neden Blog sayfamın ismi Duygular ve Düşünceler Dünyası ?

Resim
Gençlerin en önemli sorunu düşünce tembelliği. Üstelik bunun için mazaretleri de hazır: “Ev-okul arasında koşturmaktan düşünmeye vakit mi var!” Gençlerin bu ezberini bozmak için bir yazı kaleme alan usta gazeteci Hakkı Devrim, düşünmeyi öğrenme serüvenini şöyle anlatmış… Hakkı Devrim’in, 2 Ocak tarihli Radikal’de yayımlanan “Kurulu ‘Anadolu Birliği’ni Türküydü, Kürdüydü, Ermenisiydi derken heder ettik” başlıklı yazısının giriş bölümü gençler için ilginç bir tavsiye  içeriyordu. Aynen (ç)alıntılatık biz de: Bir alışkanlığım var benim. Herkesin yapabildiği bir şey olduğunu sanmıyorum. Lisede felsefe, psikoloji, sosyoloji öğretmenimiz Rahmi Kolçak Hoca’dan öğrenmiştim. İstanbul içinde bir yerden bir yere daha çok tramvayla gider gelirdik o yıllarda. Hoca her gün tramvaylarda geçen zamanımızın hesabını sordu: -Eviniz ile okul arası her gün aynı caddelerden gidip geliyorsunuz. Manzara ve saatler hep aynı. Peki nasıl değerlendiriyorsunuz, birbirine eklenince haftalar eden bu zamanları

insan karşısına çıkan fırsatların zeminini kendisi hazırlar !

Resim
Anılara Yolculuk Bugün odamdaki komidinlerin çekmecelerini tek tek açıp temizliğe giriştim. Her zaman ki gibi beni bu işten caydıracak daha keyifli işler bulmak için bir kaç saat debelendim durdum. Boşalttığım çekmecelerden birinde, uzun süredir bakmadığım albümleri bulunca haliyle henüz başladığım işe çok da sevinerek ara vermiş oldum. Albümlerin içine sıkışmış ve her açtığımda hayata yeniden gözlerini açan insanlara ve yaşamlara doğru ilerlemeye başladım. Lise yıllarıma ait bir fotoğraf elime geçtiğinde beni keyiflendiren çayımdan ilk yudumu henüz almıştım. Büyük bir ihtimalle fotoğrafı çeken kardeşimdi. Daha önce hiç görmemiş gibi fotoğrafa uzun uzun baktım. Saçlarım… gözlüklerim…duruşum… Ne kadar da zayıfmışım…Hatırlıyorum, şiir yazmaya daha da yoğunlaştığım zamanlardı. Hatta cesaretimi toplayıp, o güne kadar kimseye okutmadığım şiirlerimin çıktısını alıp, mavi telli dosya ile edebiyat öğretmenime teslim etmiştim. “Esinlendiğin şairler var” demişti, “var” demiştim. “I

Edep ile Adap arasında Sevin ...

Uzun zaman olmuş yazmayalı ; ihmal etmişim tıpkı kelimeleri birleştiremeyen cümlelerin boşvermişcesine ... Haydi başlayalım o zaman ! Günün sorusu geliyor o vakit .. Hazırmısınız ? '' Sanal ortamdan beklenilen sevgiler , kurulan chat sayfalarında saatlerini harcayan insanların amacı nedir ? '' Son günler de dikkatimi çeken bir konu ; devamlı mail sayfama gelen tanıtım mesajları beni şaşırtıyor ve haddinden fazlasıyla üzüyor . İslami Evlilik Sitesi ; isim ne kadar da alçakca ! İslamiyeti haram işler için kullanan bir küçük beyinsizler ordusu ... Düşünebiliyormusunuz ? Efendimiz'in (sav ) sünneti olan Evlilik gibi kutsal bir müessese , ahiretin anahtarı diye bahşedilen en güzel nasihattir Evlilik . Romantik islamcılık ;  ''çok mutluyum çok seviyorum ablacım sevgilim beni sabah namazlarıma uyandırıyor '' diyen kız kardeşlerime soruyorum ; Allah seni her gün sabah Ezan ı Şerif ile huzuruna davet ediyor ; Rabbinin çağrısı neyine yetmiyor ? Bir al
Resim
Renkler ruhumuzu yansıtır . Aynalara bakmaya gerek duymadan seçeriz kalbimizden geçen rengi ... Siz hiç kalp rengi diye bir şey duydunuz mu ? Bu söz benim kendim için kullandığım bir kalıp aslında . Kalp ritimlerimiz attıkça değişir duygularımız ... Sabah güneşin doğmasıyla sarı' yı  ; öğlen yemeğinden sonra hazırladığınız meyve tabağında çilek kokusu tadında kırmızıyı ; akşam kahvenizi yudumlarken  kahvemsi siyah  bir rengi  , gökyüzüne baktığınızda   mavi' yi , doğayı izlerken yeşil in huzurunu hissedersiniz ... Kalp renginiz , gözlerinizden geçer . Bakmayı bilmek , keşke dememek , sevdikleriniz için yarını umutla bembeyaz beklemek . Haydi gelin hep beraber hayal kuralım ? Toz pembe hayaller denilir ya hep ; sizlerde duymuşsunuzdur bu sözü ... Bakınız renkler nasıl da hayatlarımızı yansıtıyor . Masumhane bir hata yaparken düzeltmek istediğimizde beyaz yalan söylemek zorunda kalırız ... yalanın beyazı mı olur ? yoksa kalbimizin rengi mi beyazdır ? cevabını sizlere bırakıyoru

Şarkıların ritmi sizi karşılar

Resim
Neden her daim müzik dinleriz ?  Sevdiğimiz bir tane şarkı  oldu mu günlerce gecelerce dinlemekten vazgeçmeyiz ; Ünlü psikologlardan bir tanesinin yazısında okumuştum; '' Bilinçaltına verilen en iyi mesaj söz ve ritim dir . ''diyordu .Gerçekten de öyle mi ? tartışılır Bana sorarsanız eğer o ahenkte kendi iç dünyamızı bulur; kaybettiğimiz benliğimizi hatırlarız . Sözlerde ki vurgu bir pişmanlığın keşkelerin ve umutların belkilerin karşılığıdır . İnsan bedeni öyle mucizevi bir yapı ki bir çok defa duyup şahit olmuşuzdur ; müzik ile hayata tutundu , kanser hastalığını atlattı vs. gibi haberleri ... Peki müzik nedir ? Nasıl ortaya çıkmıştır ? Birlikte bir de bu noktaya değinelim isterseniz . Hiç aklınıza gelir mi Bilimin Babası Pisagor'un müzikle bir bağlantısı olduğu ? Pisagor'un müziğin içindeki matematiği bir demirci dükkanının önünden geçerken keşfettiği rivayet edilir.Demirci ustasının demir döverken kullandığı aletlere göre değişik sesler çıkarması Pisagor&

Size Sesleniyorum Ey İnsanlar !

Kim olduğumu ne olduğumu bilemez oldum son günlerde ... Neden kapalı bir fanus içinde yaşadığım duygularımın ürünü olduğumu sormadan edemedim kendime ... Hiçlik makamı derler ya hiç olmak da bir sanattır ; ben bu hayatın hangi sanatına uygunum ... Hayallerim bu kadar zor mu gerçekten ? Her tanıdığım güvendiğim el yarım yamalak , sevgisizce ,insansızca gitmek .. Güvenmek mi idi önemli olan sevmek mi ? Hangisi daha insancıl ? Herkesin mutlu olduğu ama benim mutsuz olduğum bir bahar akşamında ; kalbim de sessizlik hakim ,odamda loş; bugünlerde mum ışığı kafi , kendimi bile göresim yok . Kabuğuma çekildiğim inziva vakti bu olsa gerek ... Size Sesleniyorum Ey İnsanlar ! Size değer veren insanları önemseyin , hayallerine sahip çıkın siz anneler babalar çocuklarınızı küçümsemeyin ... Dünün çocuğu bugünün büyüğü denilen bizleriz ; bizim hayallerimiz yıkılırsa ; kalbimiz kırılır , güvenimiz biter , umudumuz gider ... Bir insan olmaktan çıkar robot oluruz duygusuzca düşüncesizce sadece

Kandil Gecesinde Çocuklar

Düşündüm de ne yazmak gerekir ; öyle bir gün ki çocuklara  armağan olan 23 nisan ; diğer bir parçası ise Müslümanlığa Armağan edilen  3 Ayların başı olan Recep ayının ilk cuma günü ; Regaip kandili ... Böyle bir günü nasıl değerlendirmeli ? Siz olsaydınız 24 saate sığdırmak isteseydiniz neler yapardınız gerçekten merak ediyorum ... Ülkemizde ; 181 bin çocuk evli ! 660 bin çocuk cinsel taciz ve tecavüze uğradı ! 2.206 çocuk mahkum ! 893 bin çalışan çocuk var ! 55 çocuk işçi yaşamını yitirdi !  Ben bu istatistik rakamları okuduktan sonra sokaklar da boş boş gezip etrafımı izledim. Karşılaştığım çocuklara güzel sözler söyledim , yüreklerinde bir sıcacık sevgi tohumu ekmeye çalıştım . Ama nafile Vicdanım beni rahat bırakmadı . Bu korkunç rakamlarda ki çocuklar nerede ? Onlara nasıl ekebiliriz sevgi tohumlarını ?  Bir kandil gecesi nasıl geçirilmeli ? Vefa , iman ,ibadet ,oruç ,şükür ,sevap ... Kalbimden geçen bu kelimeleri birleştirdiğimde bir anlam yükleniyor ; o anlam şüphesiz