MANEVİ KAYGI BENİM !
Merhaba ;
Yazmayalı ne çok zaman olmuş Dostlar !
Hiç sormuyorsunuz nerelerdesin ? Bizi bu kadar zaman yalnız bıraktın diye ...
Dünya telaşı işte nasıl geçmiş 2 sene inanın hiç bilmiyorum.
Sanırım artık diğer sosyal medya platformları daha çok izleniyor. Çünkü insanların çoğu okumaya üşeniyor. Evet yanlış duymadınız.Üşeniyoruz ! İstatistiklere göre 2023 yılında kitap okuma sayısı her 100 kişiden sadece bir kişi ve o bir kişi de ortalama günde 6 dakika kitap okuyormuş. Hal böyle olunca bende yazsam da kim okuyacak düşüncesi oluştu. Sonra dedim ki ya elifim sen yaz okuyan elbet çıkar. Çünkü benim var oluş biçimim yazmak , okumak, dinlemek ...
Gündem konusu oluşturalım mı?
Bundan sonra her güne bir yazı yazmayı planlıyorum ve sizden gelen yorumlarla da içerikleri belirleyeceğim.
Bugün ne konuşalım istersiniz ?
Bugünlük konuyu ben belirliyorum ama yarın konu başlığı sizden . Anlaştık mı ? Bu sessizliği Evet olarak algılıyorum ve devam ediyorum :)
Hayatımızda ki kaygıları konuşalım istedim. Son zamanlarda çocuk, yetişkin ve hatta yaşlı bireylerde bile en çok duyduğum sözler şunlar ;
'' Yarın ne yapacağımı bilmiyorum ''
'' Her an işten çıkarılabilirim''
'' Emekli maaşları yetmiyor bu zamların karşısında''
'' Okusam ne olacak ki ülkenin yarısı üniversite mezunu işsizlerle dolu''
Bu yazıyı okuyan herkesin bu sözlere katıldığını , desteklediğini hatta fazlası var eksiği yok dediğinizi duyar gibiyim. Bende aynı düşüncelere sahibim. Maddi kaygılarımız çok fazla . Ekonomi olarak düzenli olmayan bir ülkede yaşıyoruz.Bunlar için çok fazla söz söyleyemeyeceğim. Temennim ülkemizde ki istihdamın artması ve dar gelirli bir çok ailenin refah seviyesine en kısa zamanda ulaşması olacak.
Peki Manevi Kaygılarımız ?
Ben daha çok buna değinmek istiyorum. Sizce Manevi kaygı nedir ? İnsanlar neden kaygı duyar ?
Mutsuzluk ile kaygıyı birbirine karıştırıyor olabilir miyiz ?
Kaygı ; endişe duyduğumuz ya da hoşlanmadığımız bir ortam da bulunduğumuzda sinir sistemimizi uyararak bize sorular soran bir arkadaştır. Soruları o kadar arka arkaya sorar ki biz ona cevap bulmaya çalışırken bir sonraki soru gelir ve karmaşa içine düşeriz.Bunun bir sonra ki aşaması Anksiyete bozukluğuna kadar gidebilir.
Kaygılarımızla başa çıkmayı öğrenmeliyiz. Söylemesi kolay peki bunu nasıl yapacağız ?
Benim size ilk sunacağım yöntem ; Su . Evet sadece su ...
Sakince bir bardak su içerken içinizden sayılar sayabilirsiniz.
İmkan ve olanaklar dahilinde yüzebilirsiniz . Özellikle yaz aylarında deniz kenarında veya bir havuzda bütün vücudunuzun hareket etmesiyle anne karnındaki suda yaşadığınız 9 ay ki süreci beyin tekrar hatırlamanıza ve düşüncelerinizin esnemesine yardımcı olacaktır.
Duş alabilirsiniz . Sadece yüzünüzü yıkayabilir ensenize soğuk su atabilirsiniz .
En az 3 dakika vücudunuz suyla temas halinde olsun. Sonrasında kaygınızın azaldığını görceksiniz.
Gelelim İkinci yönteme ; Kitap ,Dergi, Gazete ...
Hangisi varsa elinizin altında. Rastgele bir sayfa açıp en son kelimeden geriye doğru tersten o sayfayı okuyun. Biraz zor gelecek ama beyniniz bunula meşgul olurken sizi kaygılandıran soruları sorma hızını kaybedecek ve farklı düşüncelere yönelecektir.
Üçüncü Yöntem ; Dua ...
Var oluşunuzu hatırlayın. Sizi Yaratan bir Rabbinizin olduğunu hatırlayın . Onun sevgisi ve merhameti ile üstesinden gelemeyeceğiniz hiç bir sorun yok. Sadece sesli bir şekilde onunla konuşun ve yardım isteyin. En yakın arkadaşınızla konuşurmuşçasına saatlerce sohbet edebilirsin. Çünkü O çok iyi bir dinleyici ...
Şimdilik benden bu kadar
Yorumlarınızı bekliyorum.
Sevgiyle Ben'le kalın (:
Hoşçakalın ...
Yorumlar
Yorum Gönder